Ye Oyna Uyu

“Sana Anlatacaklarım Var…”

Bir doğum deneyimi, bebeğin doğum sonrasındaki hayatını, uykularını ve hatta annesi ile olan ilişkisini nasıl etkileyebilir?

Franklyn Sills’den bir hikaye ile…

 

 

 

“Bir aylık bebeği ile gelen genç anneyi hatırlıyorum…Bebeği geceleri uyumuyor, çok ağlıyor ve sakinleştirilemiyordu”. Çalışmada hızımızı çok yavaşlattık, çünkü her ne kadar bebek öfke ve kaygısıyla sempatik sinir sisteminde (aktivasyonun yüksek olduğu kaç ya da savaş modunda) çalışıyor olsa da, bebeklerin nörofizyolojisi yetişkinlerden çok daha yavaştır, bu nedenle, rolümüz, bebeğin şimdiki zamana gelip, çok daha güvende ve anne ile ilişkide regüle olabilecek bir hale gelmesiydi.

 

İlk seanslarda, hem anne hem de bebek ile çalıştık, sistemlerinin regüle olması ve daha yavaş, daha yoğun kaynağa sahip bir ilişkiye gelmeleri için.  Bebeğin -muhtemelen anlatmak istediği asıl hikaye olan- farklı doğum pozisyonu üzerine çalıştık. Böylece hem doğumdan ileri gelen sistemindeki zorlanmaları hem de bu deneyimden ötürü yaşadığı duygusal aktivasyonu boşaltmasına yardımcı olduk. Beş-altı seans sonrasında, bebek çok daha rahatlamıştı, çok daha iyi uyuyordu ve annesi de aynı şekilde rahatlamış ve çok daha kapsayıcıydı. Hastanede annesinden bir süre ayrı kalmış olması dahil, bebeğin doğumda yaşadığı travmanın temizlendiğini düşündük. Ancak, bir zaman sonra, hepimize çok dokunan, çok naif ve güçlü bişey meydana geldi.

 

Altı ay sonra, anne bebeği kontrol için getirdi. Anne ve bebek ile öncesinde ilişkimiz olduğu için hemen uyum sağlandı ve bebek bizi gördüğü anda gülümsemeye başladı. Anne bebeği kollarında tutarken , diğer terapistlerden biri annenin kalp çevresi ve göğüs bölgesi ile ben ise bebeğin pelvis bölgesi ile temasa geçtik. Bebek önce bana, sonra annesine döndü ve annesine çok derin bir şekilde baktı.  Bunu yaparken yumruklarını sıktı, öfkeyle ağlamaya ve anneye güçlü bir şekilde vurmaya başladı. Her ikisi için de doğumun ne kadar acı verici olduğunu biliyordum. Anne küçük bir pelvise sahipti, bebek ise büyüktü. Anne için uzun, acı verici bir doğum olmuştu ve bebek kanalda ilerleyememiş ve forseps ile çekilene kadar güçlü bir basınç almıştı. Doğumdan sonra bebek anneye ancak 1 saat sonra verilmişti (Oysa bebeğin doğumdan sonra güvenle bağlanabilmesi için olabildiğince çabuk temasa gelmesinin önemini biliyoruz). Tüm hikayeyi bildiğim için bebeğe, “ Evet, olanlar senin canını çok acıttı, ama annen sana zarar vermek istememişti, onun da canı acıdı” dedim. Anne ağlıyordu. Kızının gözlerine derin derin baktı ve onu şefkatle tutarken, “Evet, senin canını acıtmak istememiştim. Benim de canım yandı, hem de çok” dedi. Bunu öyle derin bir şefkatle söyledi ki, hemen ardından harika bişey oldu! Bebek ağlamayı ve anneye vurmayı kesti, gülümsedi ve sanki annenin kollarına sevildiğini hissederek yerleşti. Buna şahit olmak çok güzeldi! Bir yıl sonra anne ve kızı ile yeniden karşılaştığımızda, anne kızıyla ilişkisinin ne kadar harika bir şekilde geliştiğini anlattı. Böylesine karşılıklı şifalanılan bir sürece şahit olmak çok mucizeviydi!”

Franklyn Sills, MA, UKCP, RCST, Kranyosakral Terapist

 

“Doğduğundan beri uykuları çok kötü”

“Uykuya dalarken hep ağlıyor”

“Emzirmezsem uykuya dalamıyor”

“Yarım saatten uzun uyumuyor”

 

Bu ve benzeri cümlelersize tanıdık geliyor mu? Bebeğinizin uyumayı bilmediği için böyle olduğu mu söylendi size? O zaman en başından tekrar düşünün hikayesini… Yumurta ile spermin birleştiği o andan itibaren, o var olma haline geldiğinden bu yana, yaşadığı hangi zorlu deneyim var? 

 

Bazen bebeklerin sıfır km, gıcır gıcır, dertsiz tasasız fabrikadan çıktığına dair bir algımız oluyor. Oysa onlar zaman, mekan ve şekil haline geldikleri o ilk andan itibaren yaşam ve ölüm arasında geçirdikleri zorlu deneyimler yaşamış olabiliyorlar. Böyle deneyimler sonrasında yaşananları bedenin unutması çok kolay değil. Bedenin şifalanması, bebeğin kendini daha güvende hissetmesi için fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak duyulmaya, anlaşılmaya, tutulmaya, iyi bakım almaya ihtiyacı var. Bu da ancak sizin yeterince iyi bir ebeveyn olacağınız ilişkinizde mümkün. Ancak, o zaman kendini uykuya bırakabilmesi, o bilinmezde kalabilmesi daha kolay olacak.

 

Şimdi, o yüzden, işe uykuyu öğreterek değil, onun hikayesini dinleyerek başlamaya ne dersiniz?

 

Sinem Özen Canbolat

Uzm. Gelişim Psikoloğu

Facebook
Twitter
Email
Print