Doğum sonrası depresyonun belirtileri nelerdir? Neler yapılabilir? Ne zaman uzmana başvurulmalıdır?
Doğum sonrası depresyon, yeni anne olmuş bireylerin yaklaşık %10’unda görülen bir depresyon çeşitidir. Bazılarında hamilelikte başlayan, fakat çoğunlukla doğumdan sonra yaşanan bir durumdur. Depresyona benzer şekilde üzüntü, mutsuzluk, çökkünlük, anksiyete, umutsuzluk, çaresizlik gibi belirtiler ortaya çıkar. Genellikle, gerginlik hali söz konusudur ve değersizlik, öfke gibi olumsuz duygular da sürece eşlik edebilmektedir. Doğum sonrası depresyonda, yorgunluk, uyku ve iştah problemleri, cinsel isteksizlik vb. gibi fiziksel belirtiler de dikkati çeker. Konsantrasyon sorunları ve kararsızlık da görülebilmekte, bebeğiyle yeni hayatına uyum sağlamaya çalışan anne için durumu oldukça zorlaştırmaktadir.
Doğum sonrası depresyonun sebepleri incelendiğinde bir çok faktörün bir arada rol aldığı görülmektedir. Öncelikle annenin biyolojik olarak hassas bir dönemde olması onu bu tür problemlere daha açık ve savunmasız kılmaktadır. Bunlara ek olarak, doğum süreci yorucu ve yoğun bir deneyim olduğundan, anneyi olumsuz etkileme ihtimali olabilir. Genellikle, televizyon, gazete, internet gibi kaynaklarda anne olmanın güzel tarafları üzerinde, hatta biraz da abartılmış şekliye durulduğu, zorlukları ve yıpratıcı taraflarına pek değinilmediği için, yeni anne olmuş bireyin bu deneyimle yüzleşmesi onun için çok zorlayıcı olabilir.
Hamilelik öncesinde ve sürecinde anne adayı, doğum sonrası olacaklar hakkında bazı beklentiler geliştirir. Fakat bu beklentilerin bir çoğu gerçekleşmeyebilir. Örneğin, anne, bebeğine duymak istediği, duymayı beklediği yoğun hisleri hissedemiyor olabilir. Bu, o dönemde olası bir durumdur. Bu tip bir hayal kırıklığı, yeni anne olmuş bireyde ağır suçluluk ve utanç duyguları yaratabilir. Bu da kendisini daha da kötü hissetmesine sebep olabilir.
Geçişler zordur… ve doğum, anne için çok büyük bir geçiştir, bir değişimdir. Bazıları bunu güzel bir değişim, hayatlarını daha güzelleştirecek bir olay olarak yaşarken, bazıları tam tersi “artık hiçbirşey aynı olmayacak”; “hayatım bitti”;”ne yapacağım ben?”; “ya yapamazsam? iyi bir anne olamazsam?” gibi negatif düşüncelerin içine hapsolur ve kendisini içinden çıkamadığı depresif bir ruh hali içinde bulur. Bu durum bir çok eş tarafından “kapris” olarak algılanabilinse de, aslında profesyonel yardım alınması gereken bir durumdur. Bunun en önemli sebeplerinden biri, bu rahatsızlığın, daha yeni anne olmuş kişinin bebeği ile sağlıklı ilişki kurmasını engelleyecek olmasıdır. Bu durum bebeğin anne ile bağlanma sürecini sekteye uğratacağından, bir an önce çözülmesi çok büyük önem taşır. Böyle zamanlarda yardım almak, bu kişilerin kısa sürederahatlamalarına ve bebekleri ile birlikte keyifli ve sağlıklı bir ilişki kurmalarını sağlayacaktır.
Bazen, “ben başa çıkarım”, “zamanla geçer”, gibi düşüncelerle, yardım almanın ertelenmesi, durumdan kaçınılması söz konusu olmaktadır, bu, sürecin uzamasına, annenin daha çok stesse girmesine ve bebeğiyle sağlıklı bir bağlanmasürecine girememesine sebep olabilmektedir. Hamilelik, doğum, doğum sonrası, anneler için hassas dönemlerdir, annenin çevresindekilerden göreceği destek onun ve dolaylı olarak bebeğin sağlığı açısından çok önem taşır. Ailenin doğum sonrası depresyonu yaşayan annenin gerekli yardımı alması için desteklemesi şarttır.
Doğum sonrası depresyonda profesyonel yardımın yanı sıra, annenin bireysel olarak rahatlatmasını ve bu durumla daha iyi başa çıkabilmesini sağlamak amacıyla bazı ek önerilerde de bulunabiliriz. Herşeyden önce yeni anne olmuş bir kadının kendisine de vakit ayırabilmesi çok önemlidir. Kendine vakit ayırabilmesi, kısa süre de olsa sarj olmasını, böylece bebeğine döndüğünde onunla daha iyi iletişim kurmasını ve daha kaliteli vakit geçirmesini sağlayacaktır. Kendisine vakit ayırmak derken kastettiğimiz, gün içinde bir saat bile olsa, “bir arkadaşı ile bir birşeyler içmesi”, “bakım yapabilmesi” ve “spor yapabilmesi” gibi ufak görünen fakat annenin hayatına çok pozitif etkileri olan aktivitelerdir. Hayatı basitleştirmek, karmaşık programlar yapmamak da bu dönemde rahatlatıcı olacaktır anne için. Konsantrasyon sorunları bu dönemde sıklıkla görüldüğünden, annenin bebeği ve kendisine odaklanması, onun dışında olabilediğince sorunlar ve gündelik işlerde destek alabilmesi önemlidir. Annenin sağlıklı beslenmesi ve dinlenebilmesini sağlamak, arada sosyalleşmesine destek olmak onu daha güçlendirecek ve bu durumla başa çıkmasını kolaylaştıracaktır.
Tüm bunların yapılması, annenin depresyondan kurtulacağı anlamına gelmeyebilir. Unutulmamalıdır ki, bu rahatsızlığın tek bir sebebi yoktur. Biyolojik etkenlere, annenin geçmişinden getirdiği sorunlar da eşlik edecektir. Tüm bu sebeplerin bir araya gelmesi süreci daha komplike hale getireceğinden, sorunlar daha ilerlemeden profesyonel yardım almak faydalı olacaktır.
Psik. Dr. İrem Akduman Akın